İSTANBUL'UN YEDİ TEPESİ

  



İstanbul'u çok sevdiğim aşikar. Bu kadar sevdiğim bir şehri daha iyi tanımak için bir yola koyuldum. Ve bu işe sürekli duyduğum İstanbul'un 7 tepesinden başladım. 

Eski İstanbul, Pagan Dönemi, Roma ve Osmanlı'dan bu yana yedi tepeli şehir olarak bilinir. Doğu Roma öncesi her tepede bir Pagan tapınağı varken Roma döneminde bu tapınakların olduğu yerlerde  kiliseleri görmekteyiz.

1453'te İstanbul'un fethiyle şehir yeni bir çehreye bürünür. Yine aynı yedi tepe üzerindeki kilise kalıntılarının üzerinde mücevher gibi yedi büyük cami yapılır.


Neresidir bu İstanbul'un 7 tepesi? İstanbul' un 7 tepesi denilince Çamlıca Tepesinden saymaya başlanıyor. Çoğu insanın tam olarak bu konu hakkında bilgi sahibi olmadığını fark ettim (benim gibi). Aslında elli yıl öncesine kadar, İstanbul denilince günümüz Fatih ilçesi, yani surlarla çevrili alan akla gelirmiş. Bu yedi tepenin hepsi de Suriçi'nde bulunuyor.

Napolyon'un ''Dünya tek bir devlet olsaydı başkenti Konstantinopolis olurdu.'' demesinden yüzyıllar önce, 11 Mayıs 330'da I. Konstantin kenti Roma İmparatorluğu'nun başkenti olarak ilan etmiş. Böylesi kıymetli ve şanı asırlara dayalı bu güzelim şehri daha derinlemesine araştırmakta geç bile kaldığımı düşünüyorum.

Lafı biraz uzattıktan sonra esas konuya geçiyorum :)


İSTABUL'UN 7 (YEDİ) TEPESİ

1.Sarayburnu Tepesi:

Şehrin silüetini etkileyen bir tepe. Topkapı Sarayı, Ayasofya Cami, İbrahim Paşa Sarayı ve Sultanahmet Cami'sinin bulunduğu bölge.


Bu bölgeyi gezmediyseniz İstanbul'u gezdim diyemezsiniz sanırım. Gerçekten gezilmeye değer ve tarih kokan bir bölge. Gittiğinizde Türk'ten çok turistlere denk geliyorsunuz. Bizim ülkemizde bizden çok değer vermeleri keyfimi kaçırıyor doğrusu. Camileri namaz vakitlerinde gezmenizi (İçeriye turist alınmıyor bu vakitte) ve fırsatınız varsa hafta içi gitmenizi öneririm.



Sultanahmet'in restorasyonu harika olmuş. Ve gitmişken İstanbul Sanatları Çarşısı'ndaki eserleri inceleyip bahçesinde zaman geçirmenizi tavsiye ederim. E bir de Sultanahmet köftesi yiyebilirsiniz tabii.



2. Çemberlitaş Tepesi: 



Bu tepede Nuruosmaniye Camisi bulunuyor, bu cami yenilikçiliğiyle bilinen ve en çok kütüphane kuran I. Mahmud tarafından yaptırılmış. İnşaatın başlangıç sırasında vefat edince yerine gelen kardeşi III. Osman tamamlayarak külliyeye kendi adını vermiş. Barok mimarisinde inşa edilen bu cami görülmeye değer.

Kapalı Çarşı, Caminin hemen yanında bulunuyor. İçerisinde  Zincirli Han'ı bulunduran Kapalı çarşı tarihi açıdan çok önem arz ediyor. 

3. Süleymaniye (Beyazıt) Tepesi:


 Sarayburnu'ndan sonra şehrin silüetinde  en fazla söz sahibi olan ikinci tepe burasıdır. Mimar Sinan'ın muhteşem eseri Süleymaniye Cami ve Külliyesi, eskinin Harbiye Nezareti, günümüz İstanbul Üniversitesi olan yapı topluluğu ve Beyazıt Camii bu tepe üzerinde yükselir.

Süleymaniye sokakları... Bence burayı övmeye sayfalar yetmez. Süleymaniye Camii benim için Sinan'ın kalfalık değil ustalık eseridir. Bunda avlunun ve muazzam İstanbul manzarasının çok büyük etsisi olabilir tabii :) Bir de Selimiye Cami'sinin restorasyon sırasında ziyaret etmiş olmamın. Velhasıl Beyazıt tepesinde koca bir gün geçirilir efenim. Bahsedilen yapılara ziyaret etmenin yanı sıra Vefa Bozacısında Boza içmek, İstanbul'da en sevdiğim lokantalardan biri olan Süleymaniye Lokantasında yemek, sokakları gezdikten sonra da Haliç'e doğru  yürümek ve güzelim Haliç köprüsünün yanı başında özellikle akşam üzeri zaman geçirmek yapmayı sevdiğim aktiviteler arasında. (Tabii o sırada halay çeken insanlar yoksa... Bence her yerde sokak ortasında son ses müzik dinlemek yasaklanmalı.)

4. Fatih Tepesi: 

Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan ilk padişah camisine ev sahipliği yapıyor. Doğu Roma döneminde önemli olan Kutsal Havarile Kilisesi'nin yerine yapılıyor. Başta Fatih Sultan Mehmed'in türbesi olmak üzere birçok önemli ismin mezarı burada bulunmaktadır.

Molla Zeyrek Cami, Kıztaşı ve meşhur Kadınlar Pazarı da bu tepededir.

5. Yavuz Selim Tepesi: 

Bu tepede en güzel eser, Yavuz Sultan Selim tarafından yapımına başlayan ancak ömrü yetmeyince oğlu Kanuni Sultan Süleyman tarafından tamamlattırılan Yavuz Sultan Selim Camii'sidir. 

6. Edirnekapı Tepesi: 



Mihrimah Sultan Camii, Tekfur Sarayı ve Kariye Camii'nin bulunduğu İstanbul'un en yüksek tepesidir. 

Mihrimah Sultan Camisi, Osmanlı döneminde Kanuni'nin kızı Mihrimah Sultan tarafından yaptırıldı. Mimarı İstanbul'u süsleyen Mimar Sinan'dır. Cami avlusunda birçok önemli kişinin kabristanını bulunduruyor. Bunlardan başta geleni de Hakani Mehmet Efendi'dir. Caminin içerisine girdiğinizde Sinan'a övgülere başlıyorsunuz otomatik olarak. 


Kariye Camii, Camiye çevrilmiş bir Rum Ortodoks kilisesi. Fatih'in emriyle fetihten sonra mozaikler, freskler korunmuş. Şu an da ziyaret ettiğinizde ne kadar iyi korunduğunu görebiliyorsunuz. Kesinlikle görmeye değer bir yapı. Bir süre müze olarak kullanıldıktan sonra 6 Mayıs 2024 tarihinde ibadete açıldı. Belli bir kısmı hala müze olarak kullanılıyor, giriş Türk vatandaşları için ücretsiz.


Tekfur Sarayı, Bizans döneminde kullanılan ve günümüze ulaşan bir saray. 2006 yılında restorasyonu sonrasında müze haline getirildi. Köklü bir geçmişe sahip olan bu saraya Edirnekapı'ya yolunuz düşerse uğramanızı tavsiye ederim.

7. Kocamustafapaşa Tepesi: 



Üzerindeki en önemli yapı Cerrah Paşa Camii'sidir. 1593'te Sadrazam Mehmed Paşa Mimar Sinan'ın kalfalarından Davud Ağa'ya yaptırmıştır. 


İstanbul'da huzur veren camilerden biri. Her hafta uğrama fırsatım oluyor ve maalesef genelde bomboş oluyor. Burayı ziyaret etmenizi ve ardından yürüme 3 dk mesafede Bulgur Palas'ı gezmenizi Şiddetle öneririm.  İBB Bolulu Habib Bey Konağı'nı satın almış, restore etmiş, bir kütüphane, sergi salonu ve kafe haline getirmiş. Ders çalışmak, zaman geçirmek ve aradığınız kitapları bulmanız için harika bir yer. Girişi İstanbul Senin uygulaması ile yapıyorsunuz ve ücretsiz kahve ikramları da oluyor.



İstanbul'un tarihsel topografyasını daha derinlemesini okumak isterseniz bu makaleyi okumanızı tavsiye ederim. 


Bu yazıyı yazmak benim için çok keyifliydi. Umarım sizler için de faydalı olmuştur. Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim. Yazıyı Yahya Kemal'in şu dizleriyle bitirmek istiyorum:


Yahya Kemal'in İstanbul'u

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedin, gezmedim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer. 


                                                    (Yahya Kemal Beyatlı)



Yorumlar

  1. Çok faydalı bir yazı olmuş, emiğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel ifade edilmiş.çok teşekür ederim

    YanıtlaSil
  3. Çok beğendim eline emeğine sağlık İstanbul’a senin sayende yeniden aşık oldum 💕

    YanıtlaSil
  4. nasıl güzel yazılmış ya. hep böyle bilen biriyle İstanbul'u gezmek istedim de kısmet olmadı. İstanbul'a tekrar aşık olduk bu yazıyla. Teşekkür ederizz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beraber öğreniyoruuz 🙃 Ucu bucağı olmayan bir şehir ✨ Çok teşekkürler 🌷

      Sil
  5. Elif ‘cim bence çok açıklayıcı, kısa ve öz bilgilerle 7 tepeyi senden de okumuş olmak çok keyif verdi . Beraber de gezelim ;). Serpil korkusuz

    YanıtlaSil
  6. Yazınızı büyük bir titizlikle okudum. Bir tarihsever olarak yazınızı oldukça bilgilendirici ve etkileyici bulduğumu itiraf edeyim. İstanbul’da görülmeye değer bir çok eser mevcut. Her birisi için ayrı ayrı yazılarınızı bekliyoruz. Kaleminize sağlık..

    Not: Kariye Camii ve Süleymaniye Camii en çok görülmeye değer eserlerdir bence :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim ☺️ Elimden geldiği kadar yazmaya çalışacağım 🌷

      Sil
  7. Hep birbirinden çok uzak tepeler hayal etmiştim bugüne kadar. Öyle değilmiş. Tabi "yedi tepeli şehir" kavramının ne kadar eskiye gittiğini bilmemek de yanılttı beni. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, beraber öğrenmeye bayılıyorum ☺️

      Sil
  8. Çok güzel bir yazı olmuş tebrik ederim, İstanbul özlemimden dolayı gözlerim doldu 🥹

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim ☺️ Hasretiniz yakın zamanda güzel bir şekilde biter inşallah, bu şehrin içinde yaşarken bile özleniyor İstanbul, zor olmalı uzakta kalmak 🥹

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Kimim?

Bosna Hersek Gezi Rehberi