Bosna Hersek Gezi Rehberi
Vizesiz gidilebilecek en güzel ülkelerden biri... Soykırımın unutulmaması adına, restore edilmemiş üzerinde mermi izleri bulunan binalar, mezarlıklar, doğal, mimari güzellikleri, yemekleri ve farklı kültürüyle görmeye değer bir ülke. İlk yurtdışı seyahatiniz olacaksa güzel bir destinasyon.
Bosna Hersek Hakkında
Hırvatistan, Sırbistan, Karadağ ile komşu bir Balkan ülkesi. Başkenti Saraybosna. 19. yy sonlarına kadar Osmanlı hakimiyetinde kalmış. Gezi boyunca da Osmanlı'dan yapılarıyla bol bol karşılaşacaksınız (Özellikle Başçarşı'da). 1878'de Bosna fiilen Avusturya- Macaristan hakimiyetine girdi. Bu farkı da Başçarşı'dan Ferhadiye Caddesine geçerken çok net göreceksiniz. Bu iki cadde tek bir çizgiyle ayrılıyor ve bir tarafta Osmanlı ruhuna hakimken diğer taraf tamamen Avusturya Macaristan izleri taşıyor.
1992'de bağımsızlık ilan eden Bosna-Hersek, yeni kurulan devleti kabul etmeyen Sırp toplumu nedeniyle üç yıl sürecek Bosna Savaşı'na sürüklendi. Savaş 1995'te imzalanan Dayton Antlaşması ile sona erdi. Savaş değil de yanı başımızda yapılan büyük bir soykırım desek daha doğru bir tabir olacak sanırım. Gezdiğim sergilerde, gördüğüm ve dinlediğim olaylarda kanım dondu. Aliya İzzetbegoviç'in bir sözü var; 'Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.' Bakın unutulan soykırım tekrarlanır diyor... Belki de bu yüzden sonu gelmiyordur bu zulümlerin...
En çok şaşırdığım ve ülkenin çok da gelişmemişliğine sebep olan şeylerden biri anlaşma sonucunda ülkenin üç cumhurbaşkanlığı ile yönetilmesi. Yani bosna üç etnik gruba ev sahipliği yapıyor. Bunlar; Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlar.
Srebrenitsa Katliamı Hakkında
Mayıs 1995'te Sırplar Saraybosna'daki kuşatmayı şiddetlendirdi ve Nato Sırplara karşı hava saldırısı düzenlendi. Buna misilleme olarak Sırplar, altı güvenli bölgeyi (Güvenli bölgeye yapılan saldırılar savaş suçudur.) bombalayarak 300 Birleşmiş Milletler askerini rehin aldı. Sırpların şehre yaklaşması üzerine, Srebrenitsa'daki Boşnaklar, Hollandalı askerlerin kendilerini savunmasını istemiştir. Buna rağmen red cevabı aldıklarında, güvenli bölge olduğu için şehre girilirken ellerinden alınan silahların teslimi ve şehrin bizzat Boşnaklar tarafından savunulması yönündeki taleplerini ilettikleri halde, Boşnaklar silahsız ve yalnız bırakılmışlardır. Temmuz 1995'te general Mladic komutasındaki Sırp güçleri Srebrenitsa'daki Hollandalı Birleşmiş Milletler güçleriyle anlaşarak şehri hedef aldı. Yaklaşık 25.000 Boşnak Sırp tehdidi üzerine şehri terk ederek bir başka güvenli bölge olan Potocari'ye ulaştı. Sırplar Srebsenitsa'ya geldiğinde Hollandalı Birleşmiş Milletler gücü komutanı, Sırpları engellemek yerine onlara katliam konusunda yardımcı oldu. Hollandalı birliklerin komutanı, Sırp general Mladic ile karşılıklı olarak kadeh bile kaldırmıştır. Hollandalı birlikler hiç müdahalede bulunmamış, hatta soykırımın düzgün bir şekilde gerçekleştirilmesi için katliama yardımcı bile olmuşlardır. Kadın ve çocuklar ayrıldıktan sonra askerlik çağına gelmiş olan erkekler otobüslere bindirilip kampın yakınında kurşuna dizilerek öldürülmüştür. II. Dünya Savaşı'ndan sonraki bu en büyük soykırımda 10-15 bin Boşnak'ın katledildiği iddia edilmektedir. Kızılhaç yetkilileri bu olaylar sırasında 7.500-8.000 kişinin kaybolduğunu bildirmiştir. Olayın en ilginç tarafı ise, bu olaydan utanması gereken Hollandalı birlikler, memleketlerine döndüklerinde Hollanda hükûmeti tarafından "madalya" ile ödüllendirilmişlerdir.
Gezilecek Yerler
1)Başçarşı
Sarajova'nun merkezi olarak adlandırabileceğimiz bir konum. Osmanlı esintileri ve çeşitli yapılarla karşılaşacaksınız. Görülmesi gereken konumların çoğu da buranın içerisinde bulunuyor diyebiliriz. Başçarşı'ya girdiğiniz anda biraz yürüdüğünüz zaman aşağıda belirttiğim mekanlar birer birer karşınıza çıkacaktır zaten. Direkt navigasyon kullanmak yerine kendiniz de keşfedebilirsiniz.
1.1. Tarihi Ahşap Sebil
Bosna'yı araştırdığınız zaman mutlaka fotoğraflarda denk geleceğiniz Sebil. Senelerce şehir merkezindeki insanların susuzluğuna derman olmuş. 1753'te son stiline kavuşmuş olsa da zaman içinde çeşitli tadilatlar geçirmiş. Bir söyleme göre “Her kim ki bu sebilden bir yudum içer bir gün Sarajevo’ya mutlaka geri döner.”
1.2. Saat Kulesi
16. yüzyılda tarihi Başçarşı’daki Gazi Hüsrev Bey Camisi’nin yanına inşa edilen saat kulesi Başçarşının çoğu konumundan gözüküyor. Kulenin hemen yan sokağında bir şeyler içip tatlı yiyeceğiniz çok tatlı mekanlar bulunuyor. Biz de Bosna'daki son akşamımızda saati ve çarşıyı gören bahçede hayatımdaki en kötü salepi içmiştik. Ama ortam, hafif esen rüzgar aşırı huzurlu hissettirdiği için keyfimiz hiç bozulmadı. Siz en iyisi bizim gibi riske atıp salep içmeyin :)
1.3.Gazi Hüsrev Bey Cami ve Külliyesi
Gazi Hüsrev, II. Beyazıt'ın torunu ve Osmanlı döneminde Bosna'da uzun süre görev yapan sancak beyi. Gazi Hüsrev Camii, 1531’de Gazi Hüsrev Bey tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan bir eser. Mimar Sinan eserlerini İstanbul'da da bayıla bayıla gezdiğim için bu camii'ye karşı beklentim hiç düşük değildi. Beklentimi de karşıladı diyebilirim.
1.4. Gazi Hüsrev Medresesi
Gazi Hüsrev Camii'nin hemen yanında bulunan bir medrese. İçeride bir de müze alanı bulunuyor girip gezmenizi tavsiye ederim.En eski eğitim kurumu olarak bilinmesiyle beraber eğitimlere savaşlarda dahi ara verilmemiş. Osmanlı Döneminde eğitimin ne derece önemli olduğunu buradan da anlayabiliriz sanırım.
1.5. Morica Han
Morica Han... Evet burası bence gitmenizin şart olduğu konumlardan birisi. Morica Han 1551 yılında inşa edilmiş bir Osmanlı kervansarayı.İçerinde halı dükkanları ve bir kafe bulunuyor, kafe turistlerin tercih etmesiyle beraber şehrin genç kesiminin de uğradığı güzel bir konum. Boşnak kahvesi ve trileçenizi yerken kafenin avlusunda, ıhlamur ağacının alttında huzurlu bir zaman geçirebilirsiniz.
Boşnak kahvesi demişken bir de kahve fincanlarında bahsedelim. Fincanın dibinde ay yıldız motifi bulunmasıyla birlikte burada kahve fincanları kulpsuz. Bunun bile bir anlamı var .Kahve fincanı kulpsuz oldugundan baş ve işaret parmaklarınızın arasına alarak tutmak zorundasınız ki bu bir hilal meydana getiriyor.şimdi ikisini toplayın.fincanın tutan el hilal şeklinde ve fincanın ortasında bir yıldız…bu ancak cok ince ve hassas bir düşüncenin eseridir.bu inandıklarını hayatlarının en ince ayrıntılarına kadar taşıyan bir yaklaşımın somut ifadesidir.
2. Latin Köprüsü
Burası herkesin bildiği ama bildiğini bilmediği bir köprü :) Miljacka Nehri üzerinde güzel bir köprü olmasıyla beraber tarihi bir olaya tanıklık etmiş. 28 Hazira 1914'de I. Dünya Savaşı'nın başlamasına neden olarak gösterilen, Avusturya Maceristan veliahtı ve eşinin Sırp milliyetçisi Gavrilo Princip tarafından öldürüldüğü köprü.
3. İnat Kuca (İnat Evi)
Milijacka Nehri’nin kenarında bulunuyor. İçerisinde Boşnak yemelerinin bulunduğu bir restoran bulunması ile beraber aslında burası da tarihi bir olaya tanıklık ediyor. Bu evin adı keçi gibi inatçı olan sahibinden geliyor. Belediye binası inşa etmek isteyen Avusturya-Macaristan İmparatorluğu yetkilileri nehir kıyısında bir yer belirler. Ancak devletin istediği arazide bazı özel konutlar ve hanlar yer almaktadır. Herkes bir şekilde ikna olurken bir ev sahibi evinden çıkmak için kabul edilmesi güç şartlar koşar. Ev sahibi hem tazminat hem de evinin kerpiç olarak nehrin karşı kıyısına yapılmasını ister. İstekleri kabul edilir ve bu evin de adı inat evi olarak tarihe yazılır.
4. Vijecnica Belediye Binası ve Kütüphanesi
Yine şehrin simgelerinde biri olarak bilinen bir bina. Latin Köprüsü, İnat Kuca ve Belediye Binası aynı yerde bulunuyor denebilir. 1892 yılında Belediye binası olarak yapıldı, iki renkli taş işçiliği ve at nalı formlu kemerleriyle kadrajınıza girecek olan kütüphanede içeri girerken bilet almanız gerekiyor. 1992’de, Saraybosna Kuşatması sırasında Sırpların bombardımanı sırasında yıkıldığı, içindeki yüzlerce kitabın yandığını ve daha sonra tekrar inşa edildiği biliniyor...
5. Hünkar Camii
Camii demişken camiilerin sadece namaz vakitlerinde açık olduğunu da belirtmiş olalım. Namaz vakti dışında gidip içeriyi gezmek isterseniz müzeleşmiş oluyor çoğu ve bilet alarak gezebiiyorsunuz. Namazı da camii avlusunda kılabilirsiniz, yanınızda seyyar bir seccade taşımanızı tavsiye ederim. Ezan da okunuyor Bosna Hersekte fakat bizim ülkemizde olduğu gibi hoparlörle değil. Kısık oluyor genelde sesleri ve camiinin yanındaysanız duyabiliyorsunuz.
6. Kovaçi Şehitliği ve Aliya İzzetbegoviç Anıt Mezarı
Bir kenarında Osmanlı döneminden kalma bir mezarlık bulunan Kovaçi Şehitliği, Saraybosna kuşatması şehitlerinin mezarlığı olarak biliniyor. Ülkenin kurtuluşunda ve yeniden kuruluşunda önemli bir isim olan Aliya İzzetbegoviç’in anıt mezarı da bu şehitliğin tam ortasında. Şehitliğin üst tarafında Aliya İzzetbegoviç’in adına açılmış bir de müze yer alıyor.
7. Sönmeyen Ateş Anıtı
Bosna barışa hasret, barışla kalmak isteyen bir ülke. II. Dünya Savaşı’ndaki kayıplarını anmak adına yaptığı anıt Ferhat Paşa Caddesi'nde bulunuyor. Sürekli yanan ateşten adını alıyor. Ateşin tam arkasındaki kemerin içindeki yazıtta Boşnakça, Sırpça ve Hırvatça şehitlerine şükranları sunuluyor.
8. Ferhat Paşa Caddesi / Ferhadija
Başçarşı'dan Ferhadiye Caddesine geçiş yukarıda da belirttiğim gibi tek bir çizgi ile gerçekleşiyor ve aniden Osmanlı İmparatorluğu’ndan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na süzülmüş gibi hissedebilirsiniz. İstiklal Caddesi gibi boydan boya yürüyebileceğiniz ve güzel mimarilerin, kafelerin, alışveriş merkezlerinin bulunduğu bir cadde. Benim oldukça sevdiğim bir konum olmuştu.
9. Ali Paşa Cami
Bakın abartısız söylüyorum hayatımda gördüğüm en mütevazı camiilerden biri... Namaz vaktinde buraya gitmeye çok imkan oldu ve inanılmaz huzurlu hissettirdi. Avlusu, içerisinin abartısı tasarımı, camiinin çocuk diyebileceğimiz kadar küçük imamımı ve güzel sesi son olarak da safların sıkı tutulmasına aşırı önem veren güler yüzlü Boşnak teyzeler...
10. Kutsal Kalp Kilisesi
Saraybosna’nın en heybetli Katolik kilisesi Kutsal Kalp Kilisesi. Gece ışıklandırmasıyla özellikle çok zarif duruyor ve Ferhadiye Caddesine apayrı bir hava katıyor.
11. Galeri 11/07/1995
Kutsal Kalp Kilisesi’nin hemen yanında dikkatinizi çekecek galeri, Srebrenica soykırımında hayatını kaybeden 8.372 insanın anısını yaşatmak üzere Bosna-Hersek’te kurulan ilk girişim olma özelliğini taşıyor. 11 Temmuz 1995’te Srebrenica kasabasında yaşanan trajedi, fotoğraflar, görüntüler, sesler ve videolarla anlatılıyor. Hayatım boyunca gördüğüm en kötü kabuslardan birini görmeme sebep olan bu galeri... Resimleri ve hikayelerini düşündükçe hala tüylerim diken diken olur. Tatilde gerek var mı böyle şeylere diye düşünebilirsiniz belki ama Bosna'nın ruhu zaten böyle şeylerle dolu ve gerçek anlamda bir şeyleri anlamak istiyorsanız bu galeriyi özellikle sesli rehberle mutlaka gezmelisiniz. Öyle bir sergi ki bir saatte gezmekle bitmiyor, tek biletle iki gün gezmenize olanak sağlıyor.
12. Bosna-Hersek Ulusal Müzesi (Zemaljski Muzej)
Müze ülkenin Avusturya-Macaristan İmparatorluğu döneminde entelektüel bakışı güçlendirmek için yapılmış. Ülkenin arkeolojisini, doğasını, etnik çeşitliliğini bir çırpıda öğreniyorsunuz. Ama elektrik tasarrufu yapmak için sanırım, ben gezerken ışıkların çoğu kapalıydı :) Gezilmeye değer.
13. Umut Tüneli
Bosna Savaşı sırasında 30 Temmuz 1993'de açılmış. 800 metrelik umut bağı Saraybosna’lıların gıdaya, ilaca ve direniş için cephaneye ulaşmasının tek yolu olmuş. Yer üstünde amansız bir mücadele sürerken, yerin altında kalbinde kurtulma ümidi yaşayan insanların anısı yaşıyor burada. Savaş zamanında günde yaklaşık 1000 Bosnalının bu tüneli kullanıyormuş.
14. War Childhood Museum
Çocuk ve savaş yan yana hiç yakışmıyor ama bu gerçekleşiyor ve bu gerçekten anıları olan çocukların hatıralarının bulunduğu bir müze. İçeride günlükler, oyuncaklar, fotoğraflar ve giysilerle, savaştan sağ çıkan, bugün yetişkin olan birçok Bosnalı’nın anılarında trajik bir yolculuk yapıyorsunuz. Müze 2018 yılında Avrupa Yılın Müzesi ödülünü almış.
15. Vrelo Bosne
Asırlık ağaçların arasından geçilen yol sizi huzurda zirveye çıkaracak. Suyun içerisinde süzülen kuğular, ortamın sessizliği içerisinde duyacağınız kuş sesleri, doğanın güzelliği... İyi ki gelmişim dediğim yerlerden birisi oldu.
16. Cevabdzinica Petica Ferhatovic
Ferhatovic ailesi 1957’den beri bu restoranı işletiyor. Ve işlerini hakkıyla yapıyorlar. Yemeklere konu gelmişken, benim favorim kesinlikle Kaymaklı Cevapi oldu. Eğer Bosna'ya gitme imkanınız yoksa Üsküdar Uncular Caddesi'nde Altı Üstü Köfte'de Cevapi yemenizi de mutlaka öneririm.
17.Sac
Boşnak Böreği için dahi Bosna'ya gidenler var bildiğim kadarıyla. Sac Bosna'da en meşhuru olan biz de orada denedim ama maalesef Boşnak Böreği benim için biraz hayal kırıklığı oldu. Özellikle kıymalı çok ağır geldi, çeşitleri mevcut ve yoğurtla servis ediliyor. Beklentim çok yüksekti sanırım... Siz yine de burada deneyimleyim belki ben kötü bir güne denk gelmişimdir :)
18. Mostar
Saraybosna ve Mostar iki saat mesafede. buraya gelmezseniz çok şey kaybetmiş olursunuz da diyebiliriz. Ülkenin sembolü sayılan 1566 yılında Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayrettin tarafından yapılan o meşhur Mostar Köprüsü de bu şehirde bulunuyor.
19. Blagaj Alperenler Tekkesi
550 yıl önce dervişler, derin düşüncelerini, ulvi duygularını almışlar ve dünyadan uzak bir dağın eteğine varmışlar. Nehri’nin turkuaz sularını, dağların birbirine dokunduğu noktaya tekkelerini yapmışlar. Mostar' gitmek ne kadar elzemse bence Alperenler tekkesini görmek de bir o kadar önemli. Mostar'a 15 km kadar uzaklıkta bulunuyor. Maneviyatına inanamadım Tekkenin içerisine ilk girdiğimde. Tekkenin çevresindeki doğal güzelliklerin içinde ve restoranlarda da güzel zaman geçirebilirsiniz.
20. Poçitel / Pocitelj
Bosna-Hersek’te UNESCO Kültür Mirası Listesi’ne dahil edilmiş Pocitelj’in kuruluşu 14. yüzyıla kadar uzanıyor. Bir Osmanlı köyü. Zaman içinde durmuş gibi görünen güzel köy, Osmanlı Döneminden kalma tarihi yapıları, hamamı, medresesi, taş evleri ile tipik bir Anadolu köyünü andırıyor.
Konaklama Hakkında
Bosna Hersek’de oranın ruhunu anlayabilmek adına konaklamanızı tavsiye ederim. Benim kaldığım Airbnb evi(https://www.airbnb.com/slink/koTnqXTX) Bunun için inanılmaz uygundu. Şehrin gürültüsünden uzak, Boşnakların yaşadığı, küçük bir bakkalı ve camiisi olan inanılmaz huzurlu bir yerdi. Tek dezavantajı biraz tepede olması ve evin eski olması fakat şehir merkezinden otobüs veya taksiyle 5 dakikada ulaşım sağlanabiliyordu ve fiyat olarak inanılmaz uygundu :)
Önceden planlamış olsaydık Mostar’da da bir gece mutlaka kalmak isterdim.
Sarajova’da kalacak yer seçerken konumun Başçarşı veya Ferhadiye Caddesi’ne yakın olmasına dikkat etmenizi öneririm.
Yorumlar
Yorum Gönder